Kayseri Şehir Hastanesi’nde görev yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşin Kılınç Toker, bu yıl influenza virüsünde gözlemlenen artış hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Ani hava değişikliklerinin influenza vakalarının artışına neden olduğunu belirten Toker, “Bu sene influenza vakalarının önemli ölçüde arttığını gözlemliyoruz. Koronavirüs pandemisi sonrasında üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilgili olarak pek fazla vaka görmüyorken, bu yıl ocak ayından itibaren ciddi bir artış yaşandı. Uzun süren semptomlar ile karakterize olan ve öksürük, kırgınlık ile kas ağrılarının uzun müddet devam ettiği influenza kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonları oldukça yaygın hale geldi. İnfluenzanın özelliği, semptomların uzaması ve kesinlikle antibiyotik kullanımı gerektirmemesine rağmen, maalesef bireylerin 2-3 hafta boyunca rahatsızlık hissetmeye devam etmesidir. Hava sıcaklıklarının mart ve nisan aylarında dalgalı seyretmesi, insanların kendilerini yeterince koruyamamalarıyla sonuçlandı. Soğuk havalarda kendimizi daha iyi korurken, havaların güzel olduğu dönemlerde zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Özellikle Ramazan Bayramı tatili süresince ve nisan ayının başlangıcında hava sıcaklıkları bazı günler çok düşük, bazı günler de çok yüksek seyretti. Bu durum insanlar için koruma imkanlarını zorlaştırdı” ifadelerine yer verdi.
İnfluenzanın tedavi süreci ile ilgili bilgiler paylaşan Toker, “Kişi influenzaya yakalandığında genellikle 3-5 gün boyunca yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, göğüs ağrısı ve sürekli öksürük gibi belirtiler görülebilir. İyileşme sürecine geçmesi gereken bu dönemde, geniz akıntısı, baş ağrısı ve geçmeyen kuru öksürük gibi durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu aşamada bireyler 2-3 hafta süren belirtilerden oldukça rahatsızlık duyabiliyorlar. Viral bir etken olduğu için kesinlikle antibakteriyel tedavi ve antibiyotik önermemekteyiz. Bu durumdan dolayı, antiviral tedaviye, belirtilerin ortaya çıktığı ilk 3 gün içerisinde başlanması gerektiği önemlidir. Eğer o periyodu geçirdiyseniz, antiviral tedaviye gerek duyulmamaktadır. Kişinin bol sıvı tüketmesi, dinlenmesi ve sıcak-soğuk değişimlerinden korunarak istirahat etmesi yeterli olacaktır. Uzun süreli semptomlar için ise semptomatik tedavilerden faydalanılabilir. Burada en iyi sonuçlar istirahat ve düzenli sıvı alımının sağlanmasıyla elde ediliyor” şeklinde konuştu.
