Eyüpspor’un teknik direktörü Arda Turan, geleceğe yönelik planlarını ve çalıştırmak istediği takımları paylaştı. Turan, “Gelecekte de formasını giydiğim kulüplerde antrenörlük yapmayı hedefliyorum.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DEKİ FUTBOL TARZINI DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUM”
Turan, futbol filosofi ve deneyimlerinden bahsederken, “Defansif anlayışımda Simeone’nin, hücumda ise Luis Enrique’nin etkisi var. Galatasaray’daki Fatih Terim’in hücum fikirlerinden faydalandım ve Guus Hiddink ile iyi ilişkiler kurmayı da unutmamalıyım. Henüz genç bir antrenörüm ve sahadaki tüm sorunları çözebilmeyi öğrenmek istiyorum. Oyuncularıma karşı her zaman dürüstüm, onlara yalan söylemem. Beni ihtiyaç duyduklarında yanlarında bulacaklarını bilmelerini sağlamalıyım. Fütüristik hedefleri olan futbolculara, bu hedeflere nasıl ulaşacaklarını olumlu bir biçimde göstermek zorundayım. Güvenli ve mutlu bir oyun ortamı oluşturmalıyım. Aynı zamanda Türkiye’deki futbol tarzını ve zihniyetini değiştirmeyi amaçlıyorum. Bu hedefe ulaşacağıma inanıyorum. Bir gün Türk bir takımın Avrupa kupası kazanacağına dair inancım tam. Bu hayalim, ister kulüp olsun ister milli takım. 100 kez ülkemin formasını giydim ve her seferinde seçilmek için mücadele verdim. Hazırlık maçı bile olsa, her maçı hayatımın son karşılaşmasıymış gibi oynamaktaydım.”
“OYNADIĞIM KULÜPLERDE ANTRENÖRLÜK YAPMAK İSTİYORUM”
Turan, “Gelecekte eski takımlarımda antrenörlük faaliyetlerine girmeyi arzuluyorum. Avrupa’da çalışma hedefim var ve Eyüpspor ile son iki yılda elde ettiğimiz başarılar, futbol dünyasının dikkatini çekmeye başladı. Biz küçük bir kulüp olmamıza rağmen, ilk kez mücadele ettiğimiz üst ligde şu an beşinci sıradayız ve birçok istatistikte en iyi takımlar arasındayız. Burada sürdürülebilir bir futbol kültürü inşa etmeye çalışıyoruz. Zaman zaman Avrupa kulüplerinin bizlere olan ilgisi beni mutlu ediyor. Günümüz futbolunun hızla geliştiğinin farkındayım ve bu değişime ayak uydurmak oldukça önemli. Bu nedenle kişisel gelişimime devam etmem ve uyum sağlamam gerekiyor. Ancak unutmamalıyız ki futbol hala sokaklarda oynadığımız bir oyundur. Eğer bu temel hissimizi kaybedersek, oyunun tadını da kaçırmış oluruz. Türkiye’de, saha dışındaki olaylarla çok fazla zaman kaybediliyor. Bu yüzden sahada olup bitenlere odaklanmamız gerektiği inancındayım.”